Özellikle İstanbul’da iş makinesi kiraladığınızda eğer kiralama kısa süreliyse makinenin nakliye ücreti kiralama ücretinden fazla olabilir. Kiralama müşterileri için şaşırtıcı olabilecek bu durum özellikle 3. Köprü’nün açılışından sonra daha da ilginç bir hale gelmiştir (Üçüncü Köprü’nün Faydaları ve Zararları). İş makinesi ve özellikle de personel platformu nakliyesinin daha az magazinsel yönü ise işin detayı, zorlukları ve geliştirilmesi gereken yönleridir.
Türkiye’de bazı ekipman eşleşmeleri var. Taşıma ve kaldırma iş makinesi segmentinde bu eşleşmelerin en iyi örneği çekici kamyon ve forklift ikilidisir. En ufak bir sanayi sitesine gitseniz forklift kiralaması yapan bir işletmenin genelde çekici kamyonu ile hem kendi forkliftlerini hem de başkalarının forkliftlerini naklettiğini görürsünüz. Çok büyük modeller hariç personel platformları nakliyesinde her iki ekipmanın da rolü büyüktür. Platformlar genelde kurtarıcı ya da çekici dediğimiz kayar kasa kamyonlarla nakledilirler. Bu kamyonlarla naklin kolaylığı bunların genelde küçük ya da orta boy olmaları itibariyle her yere rahatlıkla girip makine indirip bindirebilmeleridir. Buna karşılık kamyonun ve kasanın hidrolik sisteminin maliyetleri taşıma maliyetlerine yansımakta ve bu yöntemi oldukça pahalı hale getirmektedir. Diğer bir yöntem platformun bir forklift ile kasalı bir kamyona konulması ve bu şekilde nakledilmesidir. Bu yöntem çekici ile nakliyeye göre daha ucuz görünse de görünmeyen maliyet ve riskleri mevcuttur. Ek forklift maliyeti (indirme ve bindirme için) yanında oldukça ağır makineler olan platformların sıklıkla yetersiz kapasitede forkliftlerle kaldırılması ciddi bir risktir. Ayrıca forkliftle kaldırmada platformlar ciddi hasar görebilmektedir. Üçüncü ve nadir kullanılan bir yöntem platformun hazır rampalar yardımıyla kamyona bindirilip indirilmesidir.
Nakliye maliyetini aşağı çekebilecekken hiç kullanılmayan bir yöntem römorkla taşımadır. Batı ülkelerinde sıklıkla kullanılan bu yöntem bizim ülkemizde neredeyse hiç bilinmemektedir halbuki çok yokuşlu bölgeler haricinde bu nakliye şekli maliyetleri ciddi şekilde düşürebilir. Özellikle artık her yerde rastlanan pick-up kamyonetler ve bunların 3 tonlara yaklaşan çekme kabiliyetlerini düşündüğümüzde aslında ne kadar büyük bir fırsatın kaçtığını görebiliriz.
Ülkemizdeki platform kiralama şirketlerinin büyük olanları kendi kamyonlarını çalıştırıp makinelerini kendileri taşımaktadır. Diğer firmalar ise genelde bu hizmeti dışarıdan almaktadır. Dünyada da buna benzer bir durum vardır. Dışarında nakliye hizmetinin alınması firmanın maliyetlerini düşürmekle birlikte nakliyeden gelecek ek gelir kaçırılmakta ve nakliye konusunda standart bir hizmet oluşturulması da mümkün olmamaktadır. Halbuki özellikle İngiltere’de nakliye hizmet ve güvenliği konusunda standartlar oluşturulmuş ve kullanıma sunulmuştur (FORS ve CLOCS). Ülkemizde de kiralama firmaları büyüyüp kendi nakliye filolarını oluşturup geliştirdikçe nakliye güvenliği ve hizmet kalitesi konularında ilerlemeler olacaktır.
Kiralama müşterileri makineleri genelde şantiyeye indiğinde görürler fakat oraya nasıl geldiğini pek bilmezler. Makinelerin son saniyede talep edilip yetiştirilmesi, trafik yasakları, girişi çıkışı zor şantiyeler, telefonunu açmayan müşteri elemanları, dar bir alanda ya da sokakta yapılması gereken indirme bindirmeler karşılaşılan ana zorluklardır.